• HABERLER
  • SERVİS 1
  • SERVİS 3
  • FİNANSİF
  • İNTERAKTİF
  • HESAP
  • DİĞER
Çocuklarda Döküntülü Hastalıklar: Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı Uyarıyor!
  • ERGENE GAZETESİ
  • GENEL
  • Çocuklarda Döküntülü Hastalıklar: Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı Uyarıyor!

Çocuklarda Döküntülü Hastalıklar: Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı Uyarıyor!

ABONE OL
8 Ekim 2025 21:36
Çocuklarda Döküntülü Hastalıklar: Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı Uyarıyor!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İrmet Hospital kadrosuna yeni katılan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, çocuklarda sık görülen döküntülü hastalıklar hakkında önemli bilgiler verdi. Döküntülerin sadece cilt sorunu değil, bazı ciddi hastalıkların belirtisi olabileceğini belirten uzman doktor, erken teşhisin önemine vurgu yaptı.

ÇOCUKLARDA DÖKÜNTÜ NEDİR? NASIL TANINIR?

Döküntü, çocuklarda sık karşılaşılan cilt belirtilerinden biridir ve birçok farklı hastalığın dışa yansıyan işareti olabilir. Genellikle ciltte kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı, su toplama ya da pullanma şeklinde kendini gösterir. Döküntünün şekli, yayılma şekli ve süresi altta yatan nedene dair önemli ipuçları verir. Örneğin viral enfeksiyonlarda döküntü daha yaygın ve simetrikken, bakteriyel enfeksiyonlarda daha lokalize ve iltihaplı olabilir. Alerjik döküntüler genellikle belirli bölgelerde görülür ve yoğun kaşıntı ile kendini belli eder. Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, döküntülerin sadece cilt sorunu gibi değerlendirilmemesi gerektiğini, bazen vücudun içsel bir tepkisinin sonucu olabileceğini vurguluyor. Ateş, halsizlik, iştahsızlık gibi sistemik belirtilerle birlikte görülen döküntülerde mutlaka bir çocuk sağlığı uzmanına başvurulmalıdır. Ciltteki değişimlerin fotoğraflanması ve zamanla nasıl değiştiğinin takip edilmesi tanı sürecini kolaylaştırabilir. Özellikle 0-6 yaş arasındaki çocuklarda bağışıklık sisteminin henüz tam gelişmemiş olması nedeniyle döküntülü hastalıklar daha sık görülebilir. Bu nedenle ebeveynlerin dikkatli olması ve çocuğun sağlık geçmişiyle birlikte döküntünün takibini yapması önemlidir. Döküntülerin kendiliğinden geçmesi yanıltıcı olabilir, bu yüzden uzman görüşü alınmadan herhangi bir ilaç kullanımı önerilmez. Tanı koymak için çoğu zaman sadece fiziksel muayene yeterli olabilir, ancak bazı durumlarda kan testleri veya alerji testleri gerekebilir.

EN SIK GÖRÜLEN DÖKÜNTÜLÜ ÇOCUK HASTALIKLARI HANGİLERİDİR?

Çocuklarda en sık görülen döküntülü hastalıklar arasında kızamık, suçiçeği, kızamıkçık, beşinci hastalık ve altıncı hastalık gibi viral enfeksiyonlar yer alır. Bu hastalıkların birçoğu bulaşıcıdır ve kreş, anaokulu gibi toplu yaşam alanlarında kolayca yayılabilir. Kızamık genellikle yüksek ateş, gözlerde kızarıklık ve ardından yüz bölgesinden başlayıp tüm vücuda yayılan döküntülerle seyreder. Suçiçeği ise kaşıntılı, içi sıvı dolu kabarcıklarla karakterizedir ve çocuklara oldukça rahatsızlık verebilir. Beşinci hastalık, yanaklarda kırmızı döküntüyle başlar ve genellikle hafif seyirlidir. Altıncı hastalıkta ise önce ateş çıkar, ateşin düşmesinin ardından ciltte pembe renkli döküntüler görülür. Kızamıkçık, hafif ateş ve lenf bezlerinde şişme ile birlikte seyreden ve hamile kadınlar açısından risk taşıyan bir hastalıktır. Ayrıca el-ayak-ağız hastalığı da son yıllarda çocuklarda sık görülmeye başlayan viral döküntülü hastalıklar arasında yer alır. Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, bu hastalıkların belirtilerinin birbiriyle karışabileceğini ve net tanı için uzman değerlendirmesinin şart olduğunu belirtiyor. Bu hastalıkların birçoğu aşı ile önlenebilir; bu nedenle çocukluk çağı aşılarının eksiksiz yapılması büyük önem taşır. Döküntünün karakteri, süresi ve eşlik eden diğer belirtiler uzman tarafından dikkatle değerlendirilmelidir. Her döküntü aynı nedenden kaynaklanmadığı için, doğru teşhis doğru tedavinin temelidir.

DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLARDA NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURULMALI?

Her döküntü acil müdahale gerektirmez, ancak bazı belirtiler doktor kontrolünü zorunlu kılar. Eğer döküntü ile birlikte yüksek ateş, kusma, bilinç bulanıklığı, solunum sıkıntısı ya da vücutta morarmalar görülüyorsa zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ayrıca döküntü hızla yayılıyorsa, çocuğun genel durumu kötüleşiyorsa veya kaşıntı dayanılmaz hale geldiyse bu da alarm durumudur. Bazı döküntüler alerjik reaksiyonun sonucu olabilir ve

anafilaksi gibi ciddi tablolara dönüşebilir. Bu nedenle alerji şüphesi olan çocuklarda cilt bulgularına dikkatle yaklaşmak gerekir. Özellikle antibiyotik veya yeni bir gıda sonrası başlayan döküntülerde ilaç ya da gıda alerjisi değerlendirilmelidir. Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, ebeveynlerin çocuklarındaki döküntüleri hafife almaması gerektiğini ve “geçer” düşüncesiyle ihmal etmenin bazen ciddi sonuçlara yol açabileceğini belirtiyor. Hastaneye başvurmadan önce döküntülerin fotoğrafını çekmek ve zaman çizelgesini not almak, hekime sunulacak değerli bilgiler sağlar. Ciltte soyulma, şişlik, irin gibi bulguların eşlik ettiği döküntüler genellikle bakteriyel enfeksiyonları düşündürür ve antibiyotik tedavisi gerekebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi, komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşır. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf çocuklarda döküntülü hastalıkların seyri daha ağır olabilir, bu yüzden erken müdahale hayat kurtarıcıdır.

ÇOCUKLARDA DÖKÜNTÜ TEDAVİSİNDE DOĞRU YAKLAŞIMLAR NELERDİR?

Döküntünün tedavisi, altında yatan nedene göre değişiklik gösterir. Viral enfeksiyon kaynaklı döküntülerde genellikle destekleyici tedavi yeterli olurken, bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotik gerekebilir. Alerjik döküntüler içinse antihistaminik ilaçlar ya da kortizon içeren kremler kullanılabilir. Uzm. Dr. Yasemin Eraslan Pınarcı, tedavinin yalnızca semptomları baskılamaya değil, hastalığın nedenini ortadan kaldırmaya yönelik olması gerektiğini vurguluyor. Kaşıntıyı azaltmak için serin duşlar, pamuklu giysiler tercih edilmeli ve cilt sürekli nemli tutulmalıdır. Kaşınan bölgelerin tırnakla tahriş edilmemesi, enfeksiyon riskini azaltmak için önemlidir. Özellikle suçiçeği gibi hastalıklarda döküntülerin hijyenine dikkat edilmesi, iz kalmasını önlemede etkili olur. Çocuğun beslenmesi, uyku düzeni ve hijyen alışkanlıkları da tedavi sürecinde destekleyici rol oynar. Gereksiz antibiyotik kullanımı, döküntüleri daha da kötüleştirebileceği için ilaçlar sadece doktor önerisiyle verilmelidir. Evde uygulanan doğal yöntemlerin bazıları faydalı olsa da, uzman görüşü olmadan denemek riskli olabilir. Döküntülerin kronikleşmemesi ve iz bırakmaması için tedavi süreci düzenli takip edilmelidir. Ayrıca tedavi sonrası iyileşme döneminde ciltteki hassasiyet devam edebileceğinden güneşten korunma önemlidir. Ebeveynler çocuklarının cilt sağlığına gereken önemi göstermeli, döküntü belirtilerini erken fark ederek uzman desteği almalıdır.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.