Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak üzere Samsun’a çıkmasının üzerinden 106 yıl geçti.

Kurtuluş için başka ülkelerin koruyuculuğuna, halktan kopmuş saraylara değil, milletin saf sinesine kendini emanet eden kahramanlar, devrin egemen güçlerine karşı büyük bir mücadele başlattı. Bir büyük Dünya Savaşından çıkmış, yokluk ve yoksulluk içindeki Anadolu ve Rumeli, kendisine takılmak istenen boyunduruğu kırdı, vatan ve özgürlük aşkının ateşiyle küllerinden yeniden doğdu. Emperyalizme karşı verilen büyük mücadelenin sıklet merkezi milletti, millet iradesinin tecelli ettiği Meclis’ti. Kurtuluş Savaşımızın her aşamasında Meclis’te milletin onayı alındı, savaş meydanlarında her adım, milletten alınan güçle atıldı. Sonuçta tarihin gördüğü en onurlu zaferlerden biri kazanıldı. Bu zafer sadece bu toprakların kaderini değiştirmedi, dünyanın mazlum milletlerine örnek olarak tarihin akışını değiştirdi.

Kurtuluşun ardından kuruluşun mayası da yine millet iradesiyle karıldı. TBMM öncülüğünde, art arda gelen devrimlerle, içeride ve dışarıda saygıyla tanınan yeni devlet, yeni vatan doğdu. Genç Cumhuriyetin geleceği, kurucuları tarafından yeni nesle emanet edildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin yetiştirdiği ve yetiştireceği nesillere o kadar güvendi ki, Kurtuluş Mücadelemizin başlangıcı olan 19 Mayıs’ı gençlere, Meclisimizin açıldığı 23 Nisanı çocuklara bayram olarak hediye etti.

Fakat bugün, gençlerimizin ve çocuklarımızın durumu, ülkemizin kurucularının öngördüğü yerin çok gerisinde.

Ne yazık ki ülkemizin en önemli göreceli üstünlüklerinden biri olan genç nüfusumuza çağın gerektirdiği eğitimi veremiyoruz. Onları başka ülkelerdeki akranlarının önüne geçiremiyor, uluslararası yarışma sınavlarında bir üst lige çıkaramıyoruz. Bu ülkenin gençleri dünyanın en iyi imkanlarıyla buluşmaya, en iyi eğitimini almaya, en yüksek refah düzeyinde yaşamaya layıkken, maalesef çocuk yoksulluğundan öte açlığa, yetersiz beslenme nedeniyle bir neslin boyunun kısa kalmasına çözümler arıyoruz. Ülkede 15-34 yaş arasında 24 milyon gencimizden 7 milyonu, yani bu yaş grubundaki her 10 gencimizden 3’ü, ne bir işte çalışıyor ne de okuyor. Dünyanın kalbindeki konumuyla, bereketli topraklarıyla pek çok ülkeye nasip olmayan avantajlara sahip ülkemizde, gençlerimize türlü fırsatlar sunabilecekken, onlara kendileri için bir gelecek kuracak kadar ufuk veremiyor, onlara bu ülkeyle ilgili hayaller kurduramıyoruz.

Ülkemizin ve eğitim sistemimizin sorunları ağır olsa da çözümsüz değildir. Devletin üstüne kurulduğu adalet direğini yeniden ayağa kaldırarak, üreterek, hakça paylaşarak, ülkemizi yeniden gençlerin geleceğe umutla baktığı bir ülke haline getirmek mümkündür. Bu sürecin vazgeçilmezi, eğitimle ilgili tüm tarafları bir masa etrafında toplayarak, istişare ederek, sistemin sorunlara kalıcı, akılcı ve sürdürülebilir çözümler bulmaktır.

Bu düşüncelerle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve bu toprakları bize vatan kılmak için canlarını ortaya koyan tüm kahramanlarımızı bir kere daha saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.