Taşçı; “Toplumu Derin Uykudan Uyandırmıyor, Uyuşturuyorlar!”
Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, “Sağlık Kanunu” adı altında verilen “Halkı Uyutma ve Uyuşturma” olarak nitelendirdiği yasa teklifini sert bir dille eleştirdi. Taşçı, yasa teklifinin temel amacının, toplumun yaşadığı derin yoksulluk, adaletsizlik ve şiddet gibi sorunlar karşısında “uyuşturulması” olduğunu iddia etti.
Selcan Taşçı, 28. Dönem 3. Yasama yılının son yasa teklifi olan Sağlık Kanunu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’deki toplumsal muhalefetin bastırıldığını, yargının siyasallaştığını ve hukukun bir sopa olarak kullanıldığını vurgulayarak mevcut iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Taşçı, toplumun dini duygularının istismarıyla ve sosyal yardımlarla derin bir uykuya daldırıldığını, ancak bu uykunun sürdürülebilmesi için “uyuşturucu” yasası çıkarılmasına ihtimal vermediğini dile getirdi.
Taşçı; “Toplumun Uyanmasından Korkuyorlar”
Taşçı, bilinci açık bir toplumun, ülkedeki derin yoksulluğa, horlanmaya, sert kutuplaşmaya, ağır adaletsizliğe, yüksek suç oranlarına ve şiddete dayanamayacağını belirtti. Özellikle öğretmenlerin atama mağduriyetlerine değinerek, iktidara yakın sendikaların bile 100 bin atama isterken 2024 KPSS’de sadece 15 bin atama verilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Taşçı, bu durumun ülkedeki milyonlarca insanın haklarını alamadığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Toplumu tahammül edebilir hale getirmenin yolunun, Türkiye’yi insanların sokaklarda “gat çiğneyip sefaletlerini unuttukları Afrika ülkelerine çevirmek” olamayacağını vurguladı.
Vekil Taşçı Sordu: “Kenevir Serbestisi ‘Helal Uyuşturucu Reformu’ mu?”
Milletvekili Taşçı, Meclis gündemindeki kenevir düzenlemesine de değindi. Kenevirin endüstriyel alanda plastik yerine kullanılabileceği ve inşaat-otomotiv sektörlerinde alternatif hammadde olabileceği bilgisini teyit ederken, mevcut yasa teklifinin bununla uzaktan yakından ilgili olmadığını savundu. Taşçı, “Bu maddeyle kenevirin kullanım alanı, insan vücuduna zerk edilen ürünler için genişletilmektedir! Tıp dünyası da zaten bu nedenle endişe içindedir!” diyerek düzenlemenin asıl amacının farklı olduğunu belirtti.
Konuşmasında, kenevir serbestisinin “halkı devlet eliyle kontrollü uyuşturursanız hem organize suçu hem ölümleri azaltırsınız” sloganıyla pazarlandığını iddia eden Taşçı, bunun bir “Helal uyuşturucu reformu” olabileceği uyarısında bulundu.
Selcan Taşçı; “Psikiyatri Derneği Kenevir Düzenlemesine Karşı Çıkıyor; Bağımlılığı Pekiştirebilir”
Taşçı, kenevirin serbest bırakılması durumunda halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin bu konuda ciddi uyarıları olduğunu belirterek, “Bu teklif yasalaşırsa; kenevirin daha zararsız olduğu algısı yerleşir, kolay ulaşılır, bağımlılığı pekiştirebilir, bilinç bozukluğuna, halüsinasyona, şizofreni, depresyon ve intihar eğilimine yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Düzenlemenin arkasındaki “Dünyanın birçok yerinde uygulanıyor” gerekçesini de eleştiren Milletvekili, aynı yerlerde evrensel hukuk kurallarının, masumiyet karinesinin uygulandığını, çevrenin talan edilmediğini ve insanların açlık sınırının altında yaşamadığını hatırlattı. Taşçı, bu gülünç gerekçelerin arkasına gizlenerek halk sağlığının tehlikeye atılmaması gerektiğini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
Taşçı’nın Konuşmasının Tamamı;
Sayın Divan,
Değerli Milletvekilleri,
Türkiye’de toplumsal muhalefet bastırılırken,
Muhalif sesler kısılırken,
Ekranlar karartılırken,
Gazeteciler tutuklanırken,
Yargı siyasallaşır,
Hukuk sopa olarak kullanılırken,
Biz hep dedik ki;
Toplumun uyanmasından korkuyorlar…
Amacın, toplumun dini duyguların istismarıyla,
sosyal yardımlarla daldırıldığı derin uykudan uyanmaması, uyumaya devam etmesi,
uyuşturulması olduğunu biliyorduk da…
Bunun için, işin “uyuşturucu” yasa çıkarmaya vardırılabileceğine;
Ne yalan söyleyeyim, ben kendi adıma ihtimal vermezdim!
Şöyle bir kanaat oluştuysa eğer;
Bilinci açık,
algılamasında araz olmayan bir toplumun;
Bu derin yoksulluğa dayanabilmesi imkansız…
Bu kadar itilmeye, kakılmaya, horlanmaya dayanabilmesi imkansız…
Bu çok sert kutuplaşma, çok ağır adaletsizlik…
Bu çok ürpertici suç oranları…
Bu şiddet…
Bu yozlaşma…
Bu cezasızlık;
Ve ödülsüzlük liyakat sahibi olana…
Bunca mağduriyet;
sadece biri bakın;
İktidara yakın/sarı sendikalar bile en az 100 bin atama gerekiyor derken,
2024 KPSS’ye 15 bin atama verilmesiyle mağdur olan öğretmenler bugün de Ulus’talardı..
Onlar gibi;
Vatandaş olarak kendi üzerlerine düşen her şeyi en doğru, en başarılı şekilde yaptıkları halde haklarını alamayan milyonlarca insan hayatın her alanında…
Bu kadar gadre uğrayan kim olsa bir yerde patlar…
Diye düşünüldüyse eğer;
Doğru,
bu zulmü günleri şuur sahibi hiçbir vatandaşı için bu ülkenin; katlanılabilir değildir!
Ama toplumu tahammül edebilir hale getirmenin yolu da;
Takdir edersiniz ki,
Ya da umarım takdir ediyorsunuzdur ki,
Türkiye’yi insanların sokaklarda gat çiğneyip sefaletlerini unuttukları Afrika ülkelerine çevirmek olamaz!
Her yönüyle çok çarpıtılmaya teşne kenevir meselesi;
Yeşil dönüşüm bağlamında da çok gündemde;
Endüstride plastiğin yerini alabilecek…
İnşaat sektöründen otomotiv sanayine kadar çok geniş alanda evet kenevir alternatif bir hammaddedir!
Ama bu yasa teklifi, bununla,
Yani bir milli endüstri devrimiyle uzaktan yakından ilgili değildir!
Bu maddeyle kenevirin kullanım alanı, insan vücuduna zerk edilen ürünler için genişletilmektedir!
Tıp dünyası da zaten bu nedenle endişe içindedir!
Yani,
Kimse boş yere uğraşmasın
bizim bu maddeye itirazımızdan;
Vaktiyle, ABD darbesiyle Türkiye’nin haşhaş ekiminin engellenmesinde olduğu gibi bir gayri millik çıkmaz!
Ülkelerin, ekip dikme bağımsızlıklarının emperyalizm eliyle engellenmesi ile…
Emperyalizm eliyle yayılan bir trende teslim olmak arasında devasa fark vardır!
Zira kenevir serbestisi;
Amerika kıtasından dünyaya;
Halkı devlet eliyle kontrollü uyuşturursanız;
Hem organize suçu, hem ölümleri azaltırsınız,
Janjanıyla pazarlanan bir projedir!
Biz sınırları kevgire çevirdik,
Giren çıkan belli değil…
Kimin ülkeye ne soktuğu belli değil…
Sentetik uyuşturucu kullanımını engelleyemiyoruz;
Bir umut örtülü şekilde “otu teşvik ediyor”uz diyorsa;
Söylesin, bilelim ki…
Bir sonraki aşama, Almanya’daki gibi kenevir kulüpleri açmak olursa şok yaşamayalım bu “Helal uyuşturucu reformu” karşısında!
Ama kötü haber…
Uzmanlar…
Türkiye Psikiyatri Derneği mesela; hiç böyle bir faydadan söz etmiyor…
Aksine uyarıyor:
Bu teklif yasalaşırsa;
Kenevirin daha zararsız olduğu algısı yerleşir…
Kolay ulaşılır…
Bağımlılığı pekiştirebilir…
Bilinç bozukluğuna, halüsinasyona, şizofreni, depresyon ve intihar eğilimi ne yol açabilir diyor…
Burada arkasına en çok sığınılan gerekçe;
Dünyanın birçok yerinde uygulanıyor!
Dünyanın birçok yerinde evrensel hukuk kuralları da uygulanıyor; uyguluyor musunuz?
Dünyanın birçok yerinde; masumiyet karinesi de uyuluyor; uyuyor musunuz?
Dünyanın birçok yerine; havayı, suyu, ormanı, ağacı, denizi, akarsuyu talan kimsenin iki dudağı arasına terk edilmiyor; uyuyor musunuz buna da?
Dünyanın birçok yerinde insanlar açlık sınırının altında yaşamıyor; bunu da uyguluyor musunuz?
İnandırıcı olmadığı gibi gülünç de olan bu gerekçenin arkasına gizlenip de halk sağlığını tehlikeye atmayın!
ERGENE
31 Temmuz 2025MANŞET
31 Temmuz 2025MANŞET
31 Temmuz 2025GÜNDEM
31 Temmuz 2025ERGENE
31 Temmuz 2025ERGENE
31 Temmuz 2025SON DAKİKA
31 Temmuz 2025